26 Eylül 2010

uyku..biraz uyku..

saat gecenin ikisi, uykun kaçmış uyuyamamışsın..belki bir kavaklıdere sana eşlik eder diye düşünürsün, yavaşça sokulursun koynuna..bir, iki, üç mü bilinmez..saat beş kırk..gökyüzü artık beyaz mı yoksa mavi mi olsam diye karar vermekte kararsız..dinlenilen şarkılar..kelimelere dökülmüş yaşanmışlıklar ve düşünceler..kadehin kenarında biriken tortular..hani derler ya şarap rengi olsun..aynen öyle..burda acı bir kahkaha belki de..altı on, var mı peki bir çare..dikkat ettin mi hiç hep iki nokta..peki bu cümleler niye böyle diye düşünürken doldurulan kadehler asıl niye böyle..bu arada bir adem vardı ya güldürdü yine..güldürdün madem söyler misin bana sabah oldu nasıl uyuyacağım ben..neyse saat yediyi geçti..her ne kadar sayılarla aram kelimelerden daha iyi olsa da abartmamak gerek sanırım..son olarak iyi geceler daha doğrusu iyi sabahlar dilemekte son yudumu alırken bedene, nokta nokta sonrasında vesaire..